Şişme Mont
O sene şişme montlar yeni çıkmıştı, paraşüt kumaş, su geçirmeyenler. Bana mont alınacak, çok hevesliyim onlara… Bizimkilerin başının etini yiyeOkumaya devam edin
Asker bir baba ile öğretmen bir anne, otorite ve şefkatin yan yana olduğu bir aile, tutumlu olmanın erdem olduğu, varlığıOkumaya devam edin
Üniversiteye başlamışım, sosyoloji bölümündeyim. Şu anda bile adını andıkça heyecanlandığım, dersini aldığım için ne kadar şanslı olduğumu hatırladığım Yakın Ertürk’tenOkumaya devam edin
Üç kızım var, üçü de küçük, on bir, on, dört gibi yaşları. Babaları arada bir gidip geliyor eve, işi yüzündenOkumaya devam edin
Üçüncü, ya da dördüncü sınıftaydım… Birine vermişlerdi 23 Nisan’da okunacak şiiri. Kız ezberleyememiş. Bir gün kalmış, ertesi gün bayram. ÇağırdıOkumaya devam edin
Onda bunda şundadır, şunda bunda ondadır, mavi boncuk kimdeyse benim gönlüm ondadır. Kevser Abla nerden duyduysa dilinden düşürmezdi bu şarkıyı.Okumaya devam edin
Kardeşim orta 1, ben orta 3’teyim. Okula trenle gidip geliyoruz. Sirkeci’den Kocamustafapaşa’ya. Okul dönüşlerinde tren kalabalık oluyor. Aslında bir sonrakiOkumaya devam edin
Yılın ilk deneme sınavından çıktım, yürüyorum. Çay içesim var, yanında da sigara… Karnım aç mı, diye düşünüyorum. Bazen hissetmiyor insan,Okumaya devam edin
Annemle bir akrabamıza oturmaya gidiyoruz. Taksim Meydanı’nda büfeleri olan bu insanların gittikçe zenginleştiklerini aile sofrasında duymuş olmalıyım. Sekiz, dokuz yaşlarındayım.Okumaya devam edin
Yetmişli yıllar, malum Türkiye. Sokaklar, duvarlar yazılarla dolu. Bazıları bilmediğimiz kelimeler, bazıları da sadece harfler. Galiba ilkokul birinci sınıf yaz tatiliydi.Okumaya devam edin